top of page
Image by César Couto
 

Küçük yaşımda, ailemle birlikte başladım yolculuklara. Gezerken, bir yandan da annemin hatıra defterine sürekli bir şeyler yazdığını görürdüm. Yaşım ilerledikçe: “Niye ben de kendi notlarımı yazmıyorum ki?” dedim ve yeryüzünde ayak izlerimi bırakırken, tüm anlarımı tarihi ve saatine kadar kayıt altına almaya başladım. Böylece, gezdiğim gördüğüm ve etkilendiğim her an’ı büyük bir titizlikle not tuttum. Not tuttukça, gezilerimden daha çok keyif aldığımı anladım. Sıklıkla yaptığım yolculuklara rağmen, bendeki seyahat tutkusu hiçbir zaman tükenmedi. Aksine, her defasında daha da çoğaldı. Dikkatimi çeken ülkeleri araştırdım, görülmesi gereken yerler hakkında bilgiler topladım ve bir sonraki seyahatlerim için: “Buraları ben de bir gün muhakkak göreceğim,” dedim.

 

Türkiye gezileriyle başlayan yolculuk serüvenim, henüz 9 yaşımdayken Amerika seyahatiyle hız kazandı. Aynı yıl içerisinde Avrupa, 11 yaşımda Uzakdoğu, 13 yaşımda ise yine Amerika tatili ile küçük yaşıma rağmen birçok insanın hayali olan yerleri gördüm. İnanılmaz güzelliklerle tecrübeler edindim. Nihayetinde, yıllar birbirini kovalarken, 3 ayrı kıtada toplam 34 ülkeyi ziyaret etme şansım oldu.

Dünyada birçok değişik dil, din, ırk var. Her biri ayrı dünya ve bu dünyalara açılan pencerelerin ötesinde farklı kültürler yer alır. Ülkelerin kültürleriyle ve geleneksel yemekleriyle tanışma hevesim hiçbir zaman azalmadı. Aksine, bu arzum, gezip gördükçe ve kendime kattıklarımla her defasında daha da büyüdü. Ufkum genişledi, vizyonum arttıkça arttı.

Yıllardır hayat felsefem bu yöndeyken, öte yandan aklımın bir köşesinde de hep aynı düşünce yer alıyordu: “Günün birinde gezilerimin tümünü bir kitaba dökmeliyim...”

1664713652029.jpg

 

Ben yine yollardayım... Uçakta, cam kenarına oturmuş güneşin batışını seyrederken, bir yeni ülkeyi daha ruhuma ve hatıralarıma katacağım için oldukça heyecanlıyım...
Ve birden uykuya dalıyorum...
Bu düşüncem zihnime işlenmiş olacak ki rüyamda, şimdiye dek yazdığım gezi anılarımı bir kitaba döktüğümü görüp ani bir türbülansla uyanıyorum. “Evet, ben bunu muhakkak gerçekleştirmeliyim,” diyorum ve sonunda, ilk kitabımı yazmaya, bugüne dek not aldığım tüm anılarımı kaleme taşımaya başlıyorum.

Yazıyor, yazıyor ve yazıyorum... Sayfalar çoğaldıkça çoğalıyor ve bir şeylerin tam da istediğim gibi olmadığını düşünmeye başlıyorum. Dönüp soruyorum kendime: “Her kıtaya yaptığım seyahatlerimi, neden ayrı birer kitap haline getirmiyorum?”

Ve gezilerimde en çok etkilendiğim Amerika kıtasından başlamaya karar veriyorum. Adım adım Amerika gezilerimi kitaba dökerek, böylece yazarlık yolculuğumu da hayatıma katmış oluyorum.

bottom of page